Beni sen nasıl terkettin
Bırakıp gittin
Çok ayıp ettin eyvallah
Şimdi halsizliğin tutsun
Motorun bozulsun
Domuz gribi ol inşallah.
Beni sen nasıl terkettin
Bırakıp gittin
Çok ayıp ettin eyvallah
Şimdi halsizliğin tutsun
Motorun bozulsun
Domuz gribi ol inşallah.

Seviyorum sevmiyorum
Kaç yaprak var bilmiyorum
Ben seni kopardım attım
Kendimi toparlıyorum

Var mı şimdi başka biri?
Onu bana benzettin mi?
Ne yaparsan o ben olmaz
Parçaları sana uymaz

Kendimi bunun için mi yorucam ben?
Kalbimi bunun için mi kırıcam ben?

Yok ki senin bir yedeğin
Kötü kedi Şerafettin
Söyle nasıl kıydın bana?
Hem canındım hem ciğerin

Kendimi bulamıyorum
Geri alamıyorum
Ben her gece rüyalarda
Hep sana hak veriyorum

Kendimi bunun için mi yorucam ben?
Kalbimi bunun için mi kırıcam ben?

Yok ki senin bir yedeğin

yoksun yine varlığın
sensizliğim bilinmiyor sen gittin gideli ellerim hep titriyor
yıllar sonra bile hiçkimseye söyeleyemedim
bu sevdamı kalbimi gömdüm ve sen öldün....
seni son gördüğüm yerde yıllar sonra o gün yine geldi aklıma
bu kez birelimde kızım içimde fırtına
sen varmışsın gibi hergece ışığı kapattım gel görki ben yokluğuna alışamadım

saçmalama ne olur, çare çok nasıl gidersin?
istediğin her şey sanki yok, değer mi dersin.
başkaları bilmez, görmez o nasıl bir duygu,
al elini kalbime bir koy, işte gerçek bu.

her yer soğuk hep karanlık,
kendi kendime tarifsiz.
ayrılmamız çok gereksiz,
şimdi uzaktan sebepsiz.


biri bana gelsin, o da sensin,
beni kırmış olsan da..
ikimiz de aşık, bir tek farkla;
benimki senden biraz fazla.

dönmez olsun, dönmez olsun sensiz bu dünya dönmez olsun sönmez olsun, sönmez olsun içimdeki ateş sönmez olsun

bu şarkı bizim olsun aşkıma son söz olsun gönlümün pınarında adın ceylanım olsun

görmez olsun, görmez olsun sensiz bu gözler görmez olsun geçmez olsun, geçmez olsun sensiz bu ömür geçmez olsun

bu şarkı bizim olsun aşkıma son söz olsun gönlümün pınarında adın ceylanım olsun

söndürmüşüz feneri salaş bi balıkçıda
rengimizi sıyırmışta
gitmiş ki deniz
vur cemalimizin astarı kalmış bi tek
o da kaşık kada r
vur kadehi, ustam bu gecede sarhoşuz
kalan sağlar bizimdir acıda n mayhoşuz
iki satırlık ada mları musallat ettik ömrümüze
bunda ndır böyle dibe vuruşumuz
damla sakız hayallerimize yakamoz vursa
bari öyle canlansada hayat bulsa
ne iyi olurdu kalbe kan yine hücüm etse
vur kadehi ustam bu gecede sarhoşuz
kalan sağlar bizimdir acıda n mayhoşuz
iki satırlık ada mları musallat ettik ömrümüze
bundandır böyle dibe vuruşumuz

Aşkındır beni yaşatan
Beni hayata bağlayan

Atma beni ölümlere
Atma beni zulümlere
Götür beni gittigin yere

Sensiz ben nefes alamam
Buralarda hiç duramam
Tek başına yalnız kalamam
Senin kokunu özlerim
Hep yollarını gözlerim
Götür beni gittiğin yere

Bu aşk böyle bitemez
Bırakma terketme beni

Atma beni ölümlere
Atma beni zulümlere
Götür beni gittigin yere

Sensiz ben nefes alamam
Buralarda hiç duramam
Tek başına yalnız kalamam
Senin kokunu özlerim
Hep yollarını gözlerim
Götür beni gittiğin yere...



Özgeçmiş

İbrahim Tatlıses 1954 yılında Şanlıurfa'da doğdu. Sanatçının çocukluğu hep yokluklarla geçmişti. Sesinin güzel olması nedeni ile yöreye has "Sıla Geceleri"nde hep büyüklerinin yanında türküler okumuştur. İbrahim Tatlıses'i yöredeki herkes güzel ve yanık sesi ile tanımıştır. Belirli bir zaman sonra ailesi ile birlikte İstanbul'a göç etmeye karar verir. İstanbul'a gelen Tatlıses ve Ailesi burada bulunan akrabalarını yanına yerleşir ve bir çok işlerde çalışır, leblebi satıcılığı, inşaat demirciliği ustalığı gibi. İbrahim Tatlıses bir zaman sonra hayatı boyunca örnek aldığı adam Yılmaz Güney gibi olmaya karar verir.

Yaklaşik otuz yil önce inşaatlarda işçilik yapan karayağız bir gencin, hem müzik hem de iş dünyasi anlaminda tırnaklarıyla kazıya kazıya zirveye tırmanmasının hikayesi… Yedi çocuklu kalabalık ve fakir bir ailenin çocuğuydu. Çocuk yaşlarda çalışmaya başladı, yaşamin agir yükünü omuzladı. İnşaatlarda soğuk demir ustalığı yaptı. Adanalı bir sinemacının, inşaatta türkü söyleyen bu muazzam sesi duymasıyla birlikte şöhret yolu açılmış oldu. Önce Adana'da ardından Ankara'da çeşitli gazinolarda sahne aldi. Sesinin güzelliğini dinleyenler vasıtasıyla şöhreti dilden dile yayıldı. Yetmişli yillarin ortalarina dogru Istanbul'a geçerek orada sahne almaya başladi. Şansını denemek isteyen Tatlıses Ailesinin ve çevresinin yardımıyla ilk kasetini çıkarır. Bu albüm onu şöhrete ulaştıracak olan kapıları ardına kadar açmıştır. "Ayağında Kundura" ile müzik dünyasına bomba gibi düşer. 1977 yılında çıkardığı "Ayağında Kundura" adlı kırkbeşlik plakla tüm Türkiye'ye sesini duyurdu.

Ardından "Sabuha", "Dom Dom Kurşunu", "Bir Mumdur" gibi türküleriyle Türkiye'nin gelecekteki müzik hayatında sarsılmaz bir yere sahip oldu. İbrahim Tatlıses çıkardığı kasetten sonra sinemayada el atar. Sanatçı yaptığı her işte başarılı olmanın sırrını öğrenmişti. Ve artık ne yapsa başarılı oluyordu. Halkın bitanecik İbo'su olmuştu. Her kaseti satış rekoru kırıyordu. Filimleri en çok izlenen filmler arasında yer alıyordu. Seksenli yıllarda tüm Avrupa ve Ortadoğu ülkeleri onunla tanıştı. Yunanistan'dan Suudi Arabistan'a, Almanya'dan Afganistan'a çok geniş bir coğrafyada, milyonlarca hayran edindi. Kasetleri ve posterleri bazı ülkelerde milyonlarca satarken yurtiçinde ve yurtdışında sayısız ödülün sahibi oldu. Seksenli yıllarda çıkardığı "Allah Allah", "Kara Zindan", "İnsanlar" ve "Fosforlu Cevriyem" gibi albümlerinin satışı milyonları aştı.80'li yıllar İbrahim Tatlıses'in yılları olmuştu. Sanatçı 90'lı yıllarda olgunluk devrine girmiştir. Artık sarsılmayacak kale olmuştur. Türkülerden Arabesk'e geçmiştir.90'lı yıllar aynı zamanda Tatlıses için ticaretin başlamış olduğu yıllar olmuştu. Tatlıses Turizm, Tatlıses Lahmacunculuk, Tatlıses Otelleri gibi birçok şirket kuran sanatçı şarkıcılığından kalan zamanlarda bunlarla uğaşmayı tercih ediyordu. İbrahim Tatlıses, 1991 yılında müzik sektörünün kurumsallaşmasında ilk adımı atan Raks Müzik'le anlaşti. Ve ertesi yıl "Ah Keşkem" adlı albümüyle çıktı hayranlarının karşısına.

Uğur Bayar ve Mustafa Özhan ikilisinin müzik yönetmenliğini yaptığı albüm, söz ve müziği kendisine ait "Ah Keşkem"le çıkış yaptı. "İki Gözüm İki Çeşme" ve "Yar Diline" gibi popüler parçaların yanı sıra kendisine ait eserleri yorumladı. 1993 yılında çıkardığı albüm ise "Mega Aşk" adını taşıdı. Mustafa Özden'in yönetmenliğini ve aranjörlüğünü yaptığı albümde Selami Şahin'e ait "Seni Sevmediğim Yalan", "Akşamdan Akşama", "İçem Diyorum", "Bu Nasıl Güzel"; Yusuf Hayaloğlu'na ait "Dağlarda Kar Olsaydım"; Ali Gencebay'a ait "Çakmak Çakmağa Geldik"; Arif Sağ'a ait "Kötü Kader"; Hasan Kaplan'a ait "Yürüyorum Dikenlerin Üstünde"; Mehmet Arslan'a ait "Ben Ne İnsanlar Gördüm" ve kendisine ait "Mega Aşk", "Sen Sen", "Derya" adlı onüç parça yorumladı. 1994 tarihini taşiyan "Haydi Söyle" albümü Burhan Bayar, Arif Sağ, Özkan Turgay ve Zafer Dalgıç'tan oluşan uzman bir kadro eşliğinde hazırlandı. "Haydi Söyle", "Nankör Kedi", "Saza Niye Gelmedin", "Tombul Tombul" gibi parçalar büyük beğeni kazanırken, Tatlıses köklerini de unutmayarak "Maraş Maraş" adlı derlemesini seslendirdiği Kazancı Bedih'i de müzikseverlere tanıtmış oldu. İbrahim Tatlıses, adıyla birlikte anılan ve eski kırkbeşliklerde kalan ünlü parçalarını, 1995 yılında "Klasikleri" adını taşıyan albümde biraraya getirdi. Günümüz teknolojisinden yararlanılarak alt yapısı hazırlanan albümde, eski parçalarını yeniden seslendirerek hem yeni kuşağın eski Tatlıses'i tanımalarını hem de hayranlarının piyasada kaydı olmayan bu şarkıları arşivlerine katmalarını sağladı.

"Ben De İsterem" adını taşıyan 1996 tarihli albümüyle yeni bir satış rekoruna imza attı. Sendur Güzelel'in yönetmenliğini, Osman İşmen'in aranjörlüğünü yaptığı çalışmada yer alan "Fırat" türküsüyle uzun süre listelerde kaldı. "Allahım Neydi Günahım", "Yakamoz", "Yol Ver Dağlar" gibi popüler parçaları kendisine has üslubuyla yorumlayarak 1996 ve 1997 yılında sayısız ödülün sahibi oldu. Hızını kesmeyerek ertesi yıl "At Gitsin" albümünü piyasaya sürdü. Albüme adını veren parça başta olmak üzere tüm parçaları yine Türk halkının diline dolandı. Tatlıses, bu albümde pop müziğin ünlü isimlerine ait parçaları da seslendirdi. Kayahan'ın "Odalarda Işiksizım", Sezen Aksu'nun "Erkekler" ve Yıldız Tilbe'nin "Anam" adlı parçalarını yorumladı. "Bi Tanem", "Güneş Dogmuyor" ve "Ağlıyorum Kahrımdan" adlı parçalarını seslendirdiği yeni bir yeteneği, Cengiz İmren'i müzikseverlere tanıttı. İbrahim Tatlıses, seksenli ve doksanlı yıllar boyunca çevirdiği sinema filmleriyle de çok yönlü bir sanatçı olduğunu kanıtladı. Sinemanın baştan sona her alanında yeteneklerini sergiledi. Talk show programları hazırladı, çeşitli sanatçilarin video klip yönetmenliğini yaptı. Tatlıses, bugün, yalnız sanatçı kişiliğiyle değil, yanında çalıştırdığı ikibin kişiyle ve hâlâ insanlara iş alanlari açan başarili işadami kimligiyle de Türkiye'nin sayili isimleri arasinda yer aliyor. Yönetmen, oyuncu, senarist, söz yazarı, besteci ve yorumcu İbrahim Tatlıses'in sahip olduğu şirketler grubu; gıda, film, prodüksüyon, turizm, havacılık ve yayıncılık dallarında faaliyetlerini sürdürüyor.

Sanatçının Şanlıurfa'dan bulunan eşinden 1 erkek ve 2 kız, sinema sanatcısı Perihan Savaş'tan bir kız ve şu an hayatını paylaştığı Derya Tuna'dan ise 1 erkek çocuğuna sahiptir. Sanatçı hayatı boyunca inandığı şeyler uğruna savaş vermiş ven bunları başarmıştı. Bu kadar ünlü olmanın tek sebebi bu olsa gerek.



Özgeçmiş

Barış Manço, 2 Ocak 1943 tarihinde, Rikkat ve Hakkı Manço çiftinin dördüncü çocukları olarak Moda’da dünyaya geldi. Annesi Rikkat Hanım, Türk Sanat Müziği sanatçısıydı. Aileden gelen yeteneğiyle özellikle ortaokul öğrenimini aldığı yaşlarda müzikle ilgilenmeye başladı. Lise yılları Galatasaray Lisesi’nde başladı.

Müzik hayatına Galatasaray Lisesi’nde adım atan Barış Manço’nun arkadaşlarıyla birlikte kurduğu ilk grubun adı “Kafadarlar”, ikincisi ise “Harmoniler”di. Daha sonra Şişli Terakki Lisesi’ne geçiş yaptı.

Lise yılları bittiğinde Belçika Kraliyet Güzel Sanatlar Akademisi’nde 1963- 1971 yılları arasında resim, grafik ve iç mimari eğitimi aldı. Belçika’da “Lemistgrees” adında, Amerikalı, Belçikalı, İtalyan, Kuzey Afrikalı, İngiliz müzisyenlerden oluşan bir grupta yer aldı. “Lemistgrees”le çalışmalarının sürdüğü iki yıl içerisinde Paris Olympia’da konser verdi. 1966 yılında Paris’te iki 45’lik plak çıkardı.

1970 yılında Türkiye’ye döndüğünde Fuat Güner ve Mazhar Alanson ile birlikte “Kaygısızlar” adlı grubu kurdu. Aranjman şarkılara tepki göstererek Anadolu’dan beslenen pop folk tarzında müzik yapmaya başladı. Onuncu plağı “Dağlar Dağlar” ile büyük bir çıkış yaptı, albüm beş ayda 700 bin adet satışa ulaştı. “Dağlar Dağlar” çalışması, sanatçıya Altın Plak Ödülü’nü de kazandırdı. 1971 yılında Moğollar ile çalıştı. Aynı yıl Kurtalan Ekspres’i kurdu. İlk klibini 1973’te, “Hey Koca Topçu”ya çekti. 1975’te ilk albümü “2023”ü yaptı. 1978'de Lale Manço ile evlendi, Doğukan ve Batıkan adında iki erkek çocuğu oldu.

1980 yılında Altın Orfe’de “Nick The Chopper” ve “Ben Bir Şarkıyım” adlı Bulgar şarkısı ile de altın madalyalar aldı. Yurtdışında birçok TV programına konuk olarak katıldı, birçok ülkede koserler verdi. 1983 yılında Eurovision Şarkı Yarışması’na “Kazma” adlı şarkısıyla katıldı, ancak elendi.

1988 yılının Ekim ayında TRT 1’de çocuk ve aileye yönelik bir eğitim kültür ve eğlence programı olarak başlayan “7’den 77’ye” , 1998 Haziran ayında 370. kez ekrana gelerek Türk televizyonculuğunda ulaşılması zor bir rekora imza attı. “Ekvatordan Kutuplar’a” isimli programında ekibiyle birlikte beş kıtada 100’den fazla değişik yöreye giderek 600.000 km.’ye yakın yol kat etti.

Bestelediği 200’ün üzerindeki şarkısı, kendisine 12 altın ve 1 platin albüm/ kaset ödülü kazandırırken, bu şarkıların bir bölümü daha sonra Yunanca, Bulgarca, Arapça, Farsça, Kürtçe, Japonca, İbranice, Fransızca, İngilizce ve lemenkçe olarak yorumlandı. Müzik ve televizyon hayatında sayısız ödüller alan Barış Manço’nun 1991 yılında devlet sanatçısı unvanı, yine aynı yıl Hacettepe Üniversitesi Onursal Doktora unvanı, Uluslararası Teknoloji Ödülü, Japonya Uluslararası Kültür ve Barış Ödülü, Belçika Krallığı Leopold II Şövalyesi Nişanı, Fransız Kültür Bakanlığı Edebiyat ve Sanat Şövalyesi Nişanı, Türkmenistan Cumhurbaşkanlığı tarafından verilen Türkmen Vatandaşlığı ödülleri vardır.

Barış Manço, 1 Şubat 1999 tarihinde Moda’da vefat etti.

Kaynak: www.kimkimdir.gen.tr